Thucydides gel bunu yaz canım.

Babam. Ben şimdi bu adama ne zaman sinir olsam, apartmanın kapısını açık bırakıyorum. Ruh hastası olduğumdan değil tabii, anlatıyorum bi saniye, apartmanda en üst katta, çatıya giden merdivenlere zilyon çiçek bitki saksısı dizmiş taam mı. Balkon ve terastakiler kadar bi de orda var mini bir botanik bahçesi. Açık bırakıyorum kapıyı ki lokal kedilerimiz, ki popülasyonları resmen exponential artıyo, içeri girip babamı delirttikleri işi yapabilsinler. Saksıları eşelemek, dibindeki toprakları dağıtmak, etrafı mahvetmek ve çiçekleri bozmak gibi şeyler.

Fakat Laz zekasını nasıl yenebilirim ki?
Sen git tüm saksıların dibine kendi küçük dikeni ayı gibi olan kaktüslerden diz. Hem de öyle böyle değil mayın tarlası oyun parkı kalır yanında. Onları iplerle sabitle bi de.

Böyle bir kararlılık ve işbilirlik sayesinde şimdilik geri çekiliyorum. Ama ayağını denk al, losing a battle does not mean losing a war.

0 comments: